Emasya Kalkmalı,sunni Gündem İstemiyoruz.

Emasya Kalkmalı,sunni Gündem İstemiyoruz.

04 Şubat 2010 - 10:51

AHA-İSTANBUL Çevre ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı Mustafa Göktaş, Gazi Antep’te Bugün beraber geldiği ÇETKODER mensupları ile beraber Çarşı esnafını, sanayi esnafını gezip ekonomi ile ilgili bilgi aldıktan sonra, “yokluk ve yoksullukla mücadele” seminerine katılım yaptı.

“Emaysa kalkmalı, Mecliste kavga istemiyoruz, suni gündemler yaratılmasın. Türbana gelinceye kadar ülkenin çok sayıda sorunu var. İşsizlik, açlık, yokluk başlıca sorunumuz” açıklamalarında bulundu.

Çevre ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı Mustafa Göktaş, Gaziantep’te Yokluk ve yoksullukla mücadele seminerine katılım yaptıktan sonra bir araya geldiği basın mensuplarına ülke gündemi ile ilgili kendine has üslubu ile değerlendirmelerde bulundu.

Bir gazetecinin “Siz çevre ve tüketici hususunda oldukça gayret sarf eden ve ayrıca geçmişte siyasi çalışmalarında içinde olmuş bir insansınız. Bugünkü yaşanan tartışmalar için ne düşünüyorsunuz” sorusuna:

Göktaş, “Türkiye’de gündemi değiştirmek… Çok kolay bir mevzu… İşte parlamento çatısı ve hadiselere bakın… Biri dövüyor, biri sövüyor, öbürü oda basıyor, bir başkası mahalle kabadayısı olmuş, diğeri dürüstlük abidesi kesilmiş… Güler misin ağlar mısın?
Vatandaşın halini düşünen yok. Orası ayrı bir dünya… Ucuz polemikler, gereksiz hakaretler, havada uçuşan yumruklar… Gıygıdı faslı.. Millet işsiz… Millet aç… Millet yoklukla yoksullukla savaşıyor.. Millet geçim derdinde… Millet yarından ümidini kesmiş, bugünü yaşamanın derdinde… Beyler, orada ahkâm kesiyor. Bunlar bildik tanıdık isim ve yüzler. AKP, CHP, MHP… Hepsini gördük, hepsinin devrini yaşadık, iktidarını yaşadık… Ne değişti? Ne söylediler, iktidar olunca ne yaptılar? Vatandaşın mevcut bu görüntüye itimadı kalmadı. Ama henüz bir ALTERNATİFTE yok. İşin kötü yanı da bu…” dedi.

Bir başka Gazetecinin “MHP’li Vural’ın Dünkü meclisteki açıklamaları ve kullandığı üslubu hakkında ne düşünüyorsunuz, MHP’nin ve MHP li parlamenterlerin takındığı tavırlar için ne düşünüyorsunuz, ortam gerilmiyor mu?” sorusuna:

Göktaş, “MHP li Oktay Vural’ın üslubu, hareket ve tarzı MHP genel Başkanı Bahçeli ile uyuşmuyor. Bahçeli 40 ölçüp biçip öyle konuşuyor. Oktay Vural ise azgına ne gelirse söylüyor. Kavgacı bir üslup... Bize 9 yıl önceyi hatırlatıyor. MHP yine mecliste kavga çıkartmıştı ve DYP’li vekil Şıhanlıoğlu o kavga sonucu hayatını yitirmişti. Bu kavgacı tavır iyi bir tavır değil. Toplumun barışa huzura ihtiyacı varken, gerginlik yaratmanın bir anlamı yok. Birde Şandır kardeşimiz var. Durur durur bir şeyler söyler, laf olsun torba dolsun misali.. Osman Durmuş’a gelince… Sağlık Bakanlığı döneminde yanlış idari uygulamalarının yanı sıra önemli işlerde yaptı. Yaptığı atamaların çoğu yerindeliği tartışılır. Ama önemli işler ve yatırımlara da imza attı. Ayrıca değindiği çok husus sonradan haklı çıktı. Fakat Meclisteki o tavırları halk da kabul görmüyor bilsin” dedi.

Bir başka gazetecinin CHP de ortamı geriyor, Siz Arınç’ın oda bastığı iddiasına inanıyor musunuz, CHP’lilerin söylemleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Sorusuna:

Göktaş, “Öncelikle odası basıldığı iddia edilen CHP’li Mumcu’nun meclise girdiği günden bu yana başardığı, yaptığı, bir hususu bize söyleyin. Zarif, narin, iyi bir hanım olabilir. Allah işini rast getirsin. Ama bu güne kadar KADINLAR adına ne yaptı? Hangi hizmeti sundu? O koltuğa oturduğundan bu yana Türk milleti adına ne gibi iş ve işlemlere imza attı, hangi konuda öncülük yaptı? Hangi yasanın çıkmasında, hangi yönetmeliğin değişmesinde rol oynadı? Hangi hususta fikrini beyan edip, ülke gündeminde ülke yararına tartışmaya sebep oldu? Ben bir şey duymadım, aktarırlarsa bizde öğreniriz. Kendilerinden de af dileriz. Ama bizim yaşadığımız bir çalışmaları yok. Tüketici lehine, çevre lehine, doğa lehine, millet lehine hangi çalışmaya imza attılar söylesinler. Onların yapması gereken işlerin çoğunu tüketici dernekleri, çevre dernekleri olarak bizler sivil toplum örgütleri yaptık. Davalar açtık, mahkemeleri aşındırdık. Öncelikle bunu belirteyim. Biz isterdik ki Sn. Mumcu oda baskını ile değil yaptığı iş ve işlemler ile gündeme gelsin. Sonra geleyim Sn. Arınç’a. Bülent Arınç… AKP’yi en çok sıkıntıya sokan isim bence. Durup dururken Askere çatar, sivile çatar, her iş ve hususta bir fikir beyan eder. Zaman zaman ince alay eder. Yani Toplum Bülent Arınç’ı da çok iyi tanıdı. Kısacası oda basacak, bir hanıma karşı hakaretvari konuşacak biri değil ama, davranış ve tutumları da hiç hoş değil. Bu ülkenin barışa, huzura, sevgiye en çok ihtiyacı olduğu ortamda, devlet gücünü ve erkini elinde bulunduranların biraz daha mütevazı, ılımlı, olumlu olması gerekiyor. Bu Arınç içinde geçerli, Mumcu içinde. Mecliste bulunan tüm milletvekilleri içinde.. Yaşanılanlar son derece yanlış, sakıncalı, çirkin ve doğru değil” dedi.

Bir başka Gazetecinin “Ama AKP li İl başkanının benzetmesi de yanlış. Peygamber lafı doğrumu, bütün kavgayı bu fitilledi ateşledi, bu söylemler doğru mu, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?” sorusuna:

Göktaş, “Bizim kimseden çekincemiz yok. Ben geçmişti siyaset yaptım. Çok değişik görevlerde bileğimin hakkı ile gelip görev yaptım. Bizim gibileri siyaset de barındırmazlar. Çünkü biz doğruyu söyleriz. Doğruyu söyleyince de bu herkese batar. Şimdi geleyim şu PEYGAMBER lafını edip bugün istifasını sunan zata. İnanın siyasette yağcılıkta sınır yok.
Şimdi AKP iktidar ve Başbakan Erdoğan, onun etrafında doluşmuşlar. Daha önceleri Demirel, Özal, Çiller, Erbakan, Ecevit ve daha nicelerinin etrafındaydı bu yağcı yağdanlık kesim. Aynı kesimdir bunlar. İktidara kim gelirse etrafını sararlar. Hükümette de böyledir. Partilerin genel merkezlerindeki iktidarlarda böyledir. Genel başkanların etrafı yağcı, yalaka, yağdanlık doludur. Onlar istemese de bu olur. Elde değil. Gerçi bir çoğu da yağcılığı, yalakalığı çok sever. O nedenle Adam yellense gök gürledi derler. Çişini yapsa yağmur yağıyor derler. Kakasını yapsa kar yağıyor derler. Derler efendim derler… Bizde siyaseti böyleleri yapıyor ve başarılı oluyor. Dik duran, fikrini ortaya koyan harcanır gider.
Neyse… Bakın bu Peygamber tartışması son derece çirkin. Benzetme yanlış. İlgilileri de zaten yanlış olduğunu vurgulayıp ilgilisi hakkında gerekeni yaptı. Ama bu tür yaklaşım, söylemler siyasette var ve yanlış. Hiç olmamalı. İşin özü Siyasi partiler yasası ve ona bağlı parti tüzüklerinden geçer. Demokratik değildirler. Yasa ve tüzük maddeleri demokratik hale gelsin, bu yağcılık ve goygoyculuk kendiliğinden biter. Çünkü hak eden meclise vekil olarak gider. Şimdi liderin iki dudağı arasında, yâda yönetimin… Öyle olunca da, peygamberde ederler, padişahta, kral da, aslan da, kaplan da… Gelin meseleyi kökünden çözelim. O da siyasi partiler yasası ile ona bağlı parti tüzüklerinin demokratikleşmesini sağlayalım. Hani bunun için çalışan var mı? 70 senelik mesele. Çözen var mı? Çözmezler. Eğemenlik ellerinden gider. Halk istediğini seçer. Şimdi önüne konanı seçiyor. Yersen de bu, yemesen de bu yani. Bir yerde okumuştum bakın diyor ki, Dünya 3 grup insandan oluşurmuş…
— Bir şeyi ortaya çıkaran ve yapan küçük bir seçkin grup…
— Bir şeyin yapılmasını seyreden daha büyükçe başka bir grup…
— Ve neyin olup bittiğini bilmeden yaşayan muazzam bir kalabalık…
İşte biz vatandaşlar kısmı, üçüncü gruba dâhiliz…
“Neyin olup bittiğini bilmeden yaşayan muazzam bir kalabalık…”
İşte biz sivil toplum örgütlerinin gayesi, çalışması bu yönde olmalı. Yani halkın bilinçlenmesi, neyi neden tüketiyor, niçin sandığa gidiyor, seçtiğimizi neden seçtik, orayı gidince yapması gereken hizmet ne, bize ne gibi hizmet sunması gerekir, kendisinin yasal hakları ne, bunu nasıl kullanıyor, doğrumu yapıyor, yanlış mı yapıyor bunu halka aktarmak. Toplumsal bilinçlenmeyi arttırmak” dedi.

Bir başka gazetecinin, “Şu anda gündemde bulunan Emaysa protokolü hakkında ne düşünüyorsunuz” sorusuna:

Göktaş, “Çok geç kalındı. Günün şartlarına uygun değil. Gereksiz. Ülke için demokrasi için uygun değil. Bu konuyu tartışmaya, oraya buraya çekmeye gerek yok. Çok hızlı bir şekilde gündemden düşmesi gerekir. Yani kaldırılması gerekir” dedi.

Bir başka gazetecinin, Meclisteki Türban tartışmasına ne diyorsunuz, 2010 dayız halen bu konu tartışılıyor. Sizce doğru mu? Ayrıca Başbakan’ın eşinin GATA’ya Türbanlı diye alınmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna:

Göktaş, “Bu tartışmaları ciddi bulmuyorum. Doğruda bulmuyorum. Kimsenin benim anamın başörtüsü ile meselesi olmadı. Her ne hikmetse zaman zaman bu kaşınır. Gereksiz. Bu tartışmaların önünü almak, kesmek yine meclisin işi... İki maddelik bir yasa tasarısı ile sorunu çözecekleri yerde, uzatıyorlar da uzatıyorlar. Hangi siyasi görüşten olursa olsun bu konuda fikir beyan edenlerinde samimi olduklarını düşünmüyorum. Eğer samimi olsalardı, bu sorsun haline getirdikleri mesele çoktan hallolurdu. Bakın olmuyor. Çünkü bu meseleyi çözecek olan irade MECLİSİN KENDİ. Ama bir türlü çözmüyor. Orasını bir kenara bırakalım. Başbakan’ın eşine gelelim. Bana göre bu tavır yaşandıysa. Çok çirkin ve akıl almaz. Hiç hoş değil. Ben şahsen üzüldüm. Doğru bulmadım. Ülkemizin Başbakanının eşidir. Orası da bir sağlık kurumudur ve orada bir hasta ziyareti söz konusudur. Kaldı ki başının örtüsü böyle büyütülecek mesele değildir. Olmamalıdır. Oldu ise çok çirkin ve yanlış buluyorum. Bizim ülkemizin gündeminde bunlar olmamalı. İşsizliği, açlığı, yokluğu nasıl çözeriz olmalı. Daha fazla nasıl çalışırız ve memleketi, milleti kalkındırırız, sosyal refahı arttırırız olmalı” dedi.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Vali Hamza Aydogdu ve Başkan Bünyamin Demir bürokratların simyasını bozdular
Vali Hamza Aydogdu ve Başkan Bünyamin Demir bürokratların...
Cemevi başkanı Kenan Yerlitaş'ın abisi Bedri Yerlitaş hayatını kaybetti
Cemevi başkanı Kenan Yerlitaş'ın abisi Bedri Yerlitaş hayatını...